Kapuzbaşı Takım Şelaleleri

Beş büyük, iki küçük olmak üzere yedi adet Şelale Kaya Kütlenin içinden gürültü ile çağlıyor. Kapuzbaşı, dünyanın en yüksek dökülen ikinci şelalesi olarak geçiyor. Birinci Victoria Çağlayanı 100 m. den dökülürken, Kapuzbaşı 70 m. den dökülüyor. Amerika’da Niagara ise 55 m. den dökülüyor.

Babam Arif Baş, Köy Enstitüsü ilk mezunlarından. 2012 de kaybettik. Anısına her yıl farklı bir edebi dalda yarışma düzenliyoruz. Kuzenlerim şair yazar Haydar ve İbrahim Eroğlu kardeşler öncülük ediyorlar. 2017 de öykü, 2018 de şiir dalında gerçekleştirdik. Kazanan şair / yazarlarımıza ödüllerini, yine baba eseri olan Müze önünde düzenlenen tören ile veriyoruz. Her yıl ağustos ayının ilk haftası köyümüz ( Bahadın Beldesi ) şenlikleri oluyor. Biz de ödül törenimizi şenliklere denk getiriyoruz…

2018 ödül töreni sonrası kuzenim Haydar Eroğlu ( Hollanda’da yaşıyor ) gezmek istedi. Benim aklıma Kapuzbaşı şelaleleri düştü. Hem coğrafi olarak bize yakın hem de yıllar önce gördüğüm bu doğa harikasını hafızamda canlandırmak istedim. Köyden bir çocukluk arkadaşım, Süleyman Ünalmış’da bize katıldı ve düştük yollara…

Kapuzbaşı, Kayseriye 165, Yahyalı ilçesine 65 km uzaklıkta. Kayseri – Adana il sınırına yakın kayseri topraklarında. Derin bir vadinin yamaçlarından 30 ila 70 m. yükseklikten yedi adet şelale dökülüyor. Aladağların karlarından ve Aladağ yedi göller ( 3.100 m. ) den besleniyor. Her bir şelale bir dere yaratacak kadar su taşıyor ve birleşerek Zamantı Irmağına karışıyor.

Şelalelere adını veren Yahyalı Kapuz Başı köyünde Otel, Pansiyon ve Yemek olanakları mevcut. Sıcak günlerin hafta sonları ve tatil günleri çok kalabalık oluyor. Halkımızın piknik tarzından uzak olmak ve sakinlik isteyenlerin hafta içini tercih etmeleri önerimdir…

Hattuşa Yazılıkaya ve Alacahöyük

Dört kafadar olarak, Sorgun Bahadın kasabasından hareketle yaptığımız günübirlik bir gezi… Hattuşa Çorum’un ilçesi Boğazkale’de. İdari olarak Çorum’a bağlı ancak Yozgat’a daha yakındır. Çorum 85, Yozgat 45 kilometre…
Hattuşa, 400 yıl boyunca hititlere başkentlik yapmıştır. Hattuşaş olarak da anılır ancak bu yanlış bilgidir. Gerçeği Hattuşa…

1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Hattuşa (Çorum, Boğazköy), Hitit İmparatorluğunun başkenti olarak Anadolu’da yüzyıllar boyu çok önemli bir merkez olmuştur. Önceleri ilk sahipleri olan Hattiler tarafından “Hattuş” olarak adlandırılan şehir, Hitit egemenliğine geçtikten sonra “Hattuşa” adını aldı. M.Ö. 1700’lerde Kuşşara şehrinin kralı Anitta tarafından alınan Hattuşa, yine Anitta tarafından yıkıldı. Yazılı kayıtlarda Anitta ilk Hitit kralıdır. Yaklaşık yüzyıl kadar sonra şehir, I. Hattuşili tarafından tekrar kurularak 400 yıldan uzun bir süre hüküm sürecek olan bir uygarlığın başkenti haline getirildi. Günümüzde görülebilen ve büyük çoğunluğu Büyük Kral IV. Tudhaliya dönemine ait olan kalıntılar arasında tapınaklar, kraliyet konutları ve surlar bulunmaktadır.

Hitit uygarlığı en az Mısır Uygarlığı kadar eski ve zengin bir uygarlıktır. Hititlerle Mısırlılar arasında yapılan Kadeş Antlaşması metin tabletleri Boğazkale’de bulunmuştur. Ayrıca, Hattuşa’nın en büyük ve etkileyici kutsal mekanı, şehrin dışında yeralan, yüksek kayalar arasında saklanmış Yazılıkaya Kaya Tapınağı’dır. Tapınak’ta 90’tan fazla tanrı, tanrıça, hayvan ve hayal ürünü yaratıklar kaya yüzeyine işlenmiştir.

Hattuşa ve Yazılıkaya’nın keşfi 1834 yılında olmuştur.1835-1894 yılları arasında çeşitli yabancı arkeologlar tarafından ferdi çalışmalar yapılmış ; 1904 yılından itibaren ise Alman Doğu Kültürleri Araştırma Merkezi tarafından kazı çalışmaları başlatılmıştır.1939 yılından bu yana da kazılar, aralıksız olarak devam etmektedir.

Boğazkale; Hattuşa ve Yazılıkaya ören yerleri 02.10.1998 tarihinde Milli Park olarak ilan edilmiştir.

Alacahöyük

Eski Tunç Çağı ve Hitit çağında çok önemli bir kült (dini tören) ve sanat merkezi olan Alacahöyük’te 4 uygarlık çağı açığa çıkartılmıştır.
Alacahöyük’te 1. uygarlık çağı, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu-Osmanlı dönemleri ile temsil edilmektedir. 1. kültür katta, Geç Frig çağında höyüğün her yanı iskan edilmiştir. Küçük evlerden oluşan bu kat, seramiğine göre, M.Ö. 650’den daha eski değildir.Mabedi, büyük yapıları, özel-blok evleri, sokakları, büyük küçük su kanalları, şehir suru, biri kabartmalı ortastadlarla süslü sfenksli, diğeri poternli anıtsal kapılarıyla Hitit İmparatorluk Çağı’nın müstahkem olmayan, düz ovaya kurulan tipik temsilcisi höyüğün 2. kültür katını oluşturur.


Kalker temel üzerine andezit bloklarla inşa edilmiş olan Sfenksli Kapının genişliği 10 metredir. O, bir yolla bağlandığı büyük mabedin anıtsal geçididir.
Alacahöyük 3. uygarlık katını Eski Tunç Çağı (M. Ö 2500-2000) oluşturur. Hitit kültürüne kaynaklık eden kültürlerin önde geleni olan yerli Hatti uygarlığı’nın aydınlanmasında çok katkıları olan Alacahöyük Eski Tunç Çağı hanedan mezarları, bu çağın en önemli buluntularıdır. İntramural mezarlar özel olarak ayrılmış bir alanda toplanmıştır. Dört yanı taşla örülmüş dikdörtgen mezarlar ahşap hatıllarla(kiriş) kapatılmış, damları üzerine kurban edilmiş sığır başları, bacakları yerleştirilmiştir. Altın, gümüş, elektrum, bakır, tunç, demir ve değerli taşlardan oluşan zengin ölü hediyeleri onların hanedana ait olduklarını göstermektedir. Çoğu altın, gümüş kapların dövme, dökme, kakma teknikleri, altın mücevheratın ince süsleri uzun bir gelişmenin ürünleridir. 4.kültür katını oluşturan Geç Kalkolitik Çağ ana toprak üzerine kurulmuş ilk uygarlıktır.