İstanbul’dan 50 Yudosk’lu doğa sever iki araçla yola düştüler… İznik’te buluştuk dostlarla. Onlar sabahın köründe yola düştüler. Oysa ben onlar gelene kadar can sıkıntısı yaşayacak kadar vakte sahiptim. İznik’te yaşamanın dayanılmaz rahatlığı…
Etkinliği 27 kişi olarak başlatmıştık. Araç kapasitesine göre. Büyük otobüslerin bizim yollarımıza girebilme riskleri var. Çok kısa sürede etkinlik doldu ve yirminin üstünde yedek oluştu. Ben iki araç, 54 kişi olsun istedim. İbrahim Kamil Birlikay karşı çıksa da artırdım. İbrahim, Yönetim Kurulu üyemiz ve bu gezi için dostları toparlayıp getirmek gibi bir görevi var… Kalabalık ile başetmek zor olsa da politikamızı uygulamak zorundayım. Yudosk politikası; geniş kitleleri doğa ile buluşturmak. En doğal sporu yaparken, içlerinden doğa sporcusu olmaya gönüllü / uygun olanları eğitmek…
Bir hafta önce de bu bölgede Özkan arkadaşımla ikili yürümüştük. Çok harika bir toz kar vardı. Bu hafta toz özelliğini biraz yitirmiş. İbrahim modeli halka olup, katılımcı sayısı aldık. Parkur bilgisi ve klasik öğütler verdikten sonra tek sıra yürüyüşümüz başladı. Başladığımız Yenişerifiye köyü’nün rakımını (Deniz’den yükselti) gps’den 720 m. olarak okudum. Açıklık alan, Orman yolları ve kısada olsa cangıla dalarak, 925 m. ye kadar yükseldik. Bu bölge dağlarında en yüksek nokta 950. 305 m. yükselmekle bölgenin zirvesine ulaştık diyebilirim. 305 m. yükselti için aldığımız yol 2 km…
Çıktığımız sırtı 2,5 km. boyunca koruduk. Sağ ve solda tablo gibi manzaralar var ama biz yeterince faydalanamadık. Çünkü, kar yağışı başladı. Manzara alamadık ama lapa lapa yağan kar ayrı bir zevk verdi. Solumuzda, Bilecik çevre dağları ve Yenişehir ovası, sağımızda İznik ovası, İznik gölü ve Samanlı dağları. Bu arada yağan kar altında bir öğlen atıştırmalık molamız oldu. Sırttan indiğimiz açıklıkta kar savaşı başladı. 52 kişi iki ayrı gurup oluşturarak kara olan özlemlerini giderdiler. Klasik efkar dağıtma törenimizide ihmal etmedik. Bir süre sonra yaylaya indik. Burada üç adet çeşme var ve kamp için ideal bir alan. Yaylanın adını yakın köylerden soruşturmuş ve öğrenememiştik. Kendimize göre isimlendirdik adına demiştik. Adımızı verdiğimiz yaylamızda hiç kamp atma fırsatımız olmamıştı. Kardeş doğa severler gurubu iki kez yaylamızda kamp yapmıştı…
Yaylamızın çeşmelerinden ikisini gözlemledik. Biri çok iyi akarken, diğeri donmuştu. Muhtemelen suyu kesilmiş ama yalak katman katman buz tutmuştu. Orman yolundan yaylayı terk eyleyerek inişe geçtik. Zaman zaman azalsa da kar üstünde temiz bir yürüyüşle hedefe ulaştık. İznik Belediyesi Dağ Evlerinde sucuk ekmek, köfte ekmek tüketerek, yürümekle 200 gr zayıflayan arkadaşlarımıza 300 gr yüklemek sureti ile İstanbul’a uğurladık.
Toplam 13 kilometre yol yaptık. 5 saatte tamamladık. Orta zor bir parkur oldu. Çok kalabalık olmamıza rağmen, hiç kopma yaşamadan, kaslarımızı yorduk ama zihnen dinlendik….
Şimdi sizi foto galerimize alalım. Şöyle aşağı doğru buyurunuz… (fotoğraflara tıklamak sureti ile büyütebilirsiniz)